3 Haziran 2004 Perşembe

Toprağın altı ve üstü

Dünya var olduğundan beri düzen böyle işliyor; Toprağın altı, üstündekileri yutuyor. Ormanlar, hayvanlar ve aklınıza ne gelirse alta inince üsttekileri tüketmeye başlıyor. Üsttekiler, alta inince eriyip, milyonlarca yıl sonra petrol olup yer yüzüne çıkıyor, petrolden plastik türevlerine, plastikten silikona, silikondan "microchip"e dönüşüyor ve yerin altındaki ölüme hizmet etmek için "microchip"ler savaş uçaklarında bombaları yönlendiriyor. Bombalar insanları yeryüzünden yeraltına çekiyor.
Yeraltında ne varsa ölüme dair, hepsi üstteki hayata karşı savaşmak için birlik olmuşlar. Üstte, yeraltındaki ölümü ruhlarında taşıyanlar, taşıdıkları ölümcül ruha hizmet için, ölüm dağıtıyor yeraltındakileri kullanarak.
Üstteki iyiler, yine üsttekileri kullanarak ölümle, kötülükle savaşmaya çalışıyor, içlerinde bitmek tükenmek bilmeyen barış ve yaşam sevdasıyla. Ve üstteki pırıl pırıl bir dereden beslenen ağaçtan yapılan sazla, çalıp söyleyerek haksızlıklara karşı birlik olmak için dostluk ve kardeşlik türküleri söylüyor.
Üsttekiler sesini duyurmaya, ölümü durdurmaya çalışıyor. Yukarıda, yukarıdakileri dönüştürerek alttakilere savaş açılıyor mücadelenin büyüklüğü ve zorluğu bilinse de karşı durulmaya çalışılıyor.
Yeraltından çıkarılan demirler eritilip bomba, tüfek, denizaltı, tank yapılıyor; ölüm kusuyor yeraltından çıkarılanlar, bunca yıl yeraltına inen ölümlülerden ölümü kanıksamış olarak.
Yerüstündekiler, yukarıdakiler yine yerüstündeki pamuklardan, otlardan yaptıkları çadırlarda yeraltındakilerden gelen ölüme karşı durmaya çalışıyor.
Yeraltındaki çürümüş her şey yerüstündeki canlı, hayat dolu her şeyle savaş halinde. Dünya kurulduğundan beri var bu savaş, iyiyle kötü, yaşamla ölüm, siyahla beyaz hep aynı kavga.
Aslında dünyanın kendi iç kavgası bu. "Dünya" bir gezegen olarak, ilk bedenine dönmeye, ilk haline; kor kızıl, ateş topu şekline, ilk günkü durumuna dönmeye çalışıyor ve bunun için kendinle savaşıyor. Ne varsa alttan üste çıkan, hepsini yok edip tekrar alta çekmek istiyor. Ama dağbaşında dostluk ve barış için gözünden düşen yaşlarla bu güçsüz insanlar, bunca yıl bıkmadan türkülerle dikildi ölümün karşısına.
Yeraltındaki her şey yerüstündeki her şeyi birgün yanına almayı başarsa da o dostluk ve barış türküleri hep ama hep yukarıda kalacak çünkü onlar yukarıdakiler tarafından yukarıda yukarının acılarıyla söylendi.
Ve yukarıdakiler;
Alttakilere karşı barış türkülerinin sonsuza kadar yeryüzünde yankılanması için, bir gün onların yanına gitmek pahasına da olsa, yazarak şavaşa devam etmek zorunda.
Unutmayın, yaşıyorsanız yukarıdasınız demektir.

ONALTIKIRKALTI